Ney Milattan önce 5000 yıllarından beri bilinen ve Mezopotamya’dan dünyanın çeşitli yörelerinde yayılmış kamıştan yapılmış üflemeli bir sazdır.İsmini Farsça da kamış anlamına gelen nay sözcüğünden alır.Türklerin islamiyeti seçmesi,özellikle Mevlana hazretlerinin neyi olgunlaşmanın sembolü olarak görmesi,değer vermesi Türklerin ney sazına bakış açısını değiştirmiş ,sıradan bir saz olmaktan çıkarıp Tasavvuf musikimizin ve Klasik Türk musikisinin baş sazı haline gelmesine sebep olmuştur.
Mevlevilikte Ney ve Kudüm’ün yeri başkadır.Neysiz,kudümsüz ayin olmaz,diğer sazlar olsa da olmasa da olur.Mevlevi neyzenler perdeler arası uzaklıklar ve farklar daha belirgin ve sesleri insanlarda manevi hisleri daha kolay etkilediği için daha çok şah gibi pest ahenkteki neyleri üflemeyi tercih etmişler kısa neylere fazla itibar etmemişlerdir..Günümüz icralarında ise ,maalesef daha çok bolahenk nısfiye,süpürde,kız ve mansur neyler kullanılmaktadır.Klasik Türk musikisinin referans sazı neydir .Mutripte yer alan tüm sazlar akortlarını neye göre yaparlar.İcralar da kız,mansur,bolahenk,süpürde gibi ney isimleriyle anılan ve neylerin akortlarına (ahenklerine) göre düzenlenmiş sisteme göre yapılır.Mutribin (saz heyetinin) başı neyzenbaşıdır.Ney perdesiz bir sazdır nefes şiddeti değiştirilerek pesleştirme ve tizleştirmelerle ses sınırları içindeki tüm sesleri verebilir.Neyzenin sazına hakim olabilmesi için çok iyi kulağa sahip olması gerekir.Türk musikisinin de hiçbir perdesi sabit değildir. Perdeler bir noktayı değil belli bir aralığı temsil eder.Türk musikisi sazları perdesiz sazlar olmalıdır.İcralar gönülden,duyarak yapılmalıdır.Bu yüzden Türk musikisi yaşayan bir musikidir.Batı müziği gibi çelik kafeslerle sınırlandırılmamıştır.Bizim musikimizde aynı eseri her icra edişimizde ortam ve duygular farklı olduğundan bir önceki icradan mutlaka küçük nüanslarla da olsa farklılık vardır. Perdeli sazlarda sesler perdelerle sınırlara bölündüğü için,bu sazlar sınırlar arasında kalan sesleri veremezler.Bu yüzden perdeli sazların Türk musikisinde kullanılması sakıncalı ve musikimizi kısıtlayıcıdır.
Teknik yapısı: Ön yüzünde 6 delik ve arka yüzün tam ortasında yer alan 1 delik parmaklarla açılıp kapatılarak icra edilir.Melodi kamışın iç yan yüzeyine nefesin çarptırılmasıyla titreşen hava tüpünün parmak yardımıyla boyutlarının değiştirilmesi, nefes şiddetinin arttırılıp,azaltılması ve başın eğiminin değiştirilmesiyle farklılaşan kombinasyonlarla oluşturulur.Doğal bir malzeme olan kamıştan yapıldığı için her neyin sesi tını olarak farklıdır.Bu farklılık kamışların yapılarının aynı olmamasından kaynaklanır.Akort olarak frekanslar aynı olsa bile seste renk olarak farklılık hissedilir.Aynı durum fabrikasyon plastik neylerde görülmez aynı neyzen üfledikten sonra ,aynı yapıdaki plastik neylerden aynı tınıda ses çıkar.İşte neyi diğer enstrümanlardan ayıran en önemli özellik budur.Neylerde insanlar gibi kişilik ve çeşitli özelliklere sahiptir. Ney yaklaşık 250 yıl kadar önce kutb-u Nayi Osman dede tarafından aşiran deliği açılarak ve (ilk defa kim tarafından uygulandığı bilinmeyen) başpare eklenmesiyle bugünkü kullandığımız yapısına kavuşmuştur.Her transpozisyona (ahenk’e) göre açılmış neyler modern muziğin tüm gelişmelerine ayak uyduracak durumdaki belki tek Türk musikisi sazıdır.
BAŞLANGIÇ ÖNERİLERİ
Tutuş ve Üfleme yönü : Mevlevi geleneğine göre geleneksel tutuş pozisyonu sağ el üstte tutuştur.Eğer daha önce herhangi bir üflemeli enstruman öğrenilmemiş,sol el üstte tutma alışkanlığı edinilmemişse yeni başlayan neyzen adaylarına sağ el üstte tutmak önerilmelidir.En azından geleneksel tutuşun bu olduğu hatırlatılmalıdır.Bundan sonra neyzen adayı eğer zorlanıyor ve sol üflemeyle daha başarılı olacağı gözleniyorsa seçim ona bırakılmalıdır.Bazı ustalar sol üfleme pozisyonunun avantajları olduğunu söylese de ilk seçim her zaman gelenekten yana kullanılmalıdır.Doğru tutuş pozisyonu ,hangi el üstte ise baş o yöne dönük şeklinde olmalıdır.
Neyi kendimize uygun yönde tutmayı öğrendik,Şimdi parmakların delikler üzerine yerleştirilmesi üzerinde duralım.Hangi elimizi yukarıda tutuyorsak o elin baş parmağı arkadaki aşiran deliği üzerinde olacak.Aynı elin yukarıdaki üç parmağı (serçe parmak kullanılmaz) neyimizin ön yüzündeki ilk üçlü delik grubu üzerine parmakların ucuyla değil,ikinci eklemdeki yumuşak dokuyla kapatılacak şekilde konulacak.
Aşağıdan tutacak olan diğer elimiz üfleme yönümüzün ters tarafındaki diz üzerine yerleştirilecek ve bu elin başparmağı ney arkasından destek yapacak şekilde dayanacak,ön yüzdeki üç parmak ta aşağı üçlü delik grubunu kapatacak şekilde delikler üzerine konacak.
Neyzen ters yöne doğru üflüyor,hangi eli üstte tutuyorsak başımız o taraftaki omzumuza doğru dönük olacak.Neyzenin ikinci hatası ise aşağıdaki elini diz üzerine desteklememek.Bu şekilde aşağıdaki elin parmakları desteksiz kaldığından rahat kullanılamaz.
Bu fotoğrafta ise neyzen adayımız ilköğretimdeki blok flüt eğitiminden kazandığı alışkanlıkla Neyinin perdelerini parmak uçlarıyla kapatmaya çalışıyor.Kısa neylerde hissedilmese de,İleride uzun neyler üflemek istediğinde asla yetişemeyecek ve bu alışkanlıktan mecburen vazgeçmek zorunda kalacak.Bu sebeple yanlış parmak pozisyonunu en başta düzeltmek ileride zorlanmamak açısından akıllıca olacaktır.
Neyden ses çıkarmak ,biraz şans işidir.Bazı adaylar hemen ses çıkarır,bazıları birkaç gün uğraşmak zorunda kalır.Hemen ses çıkarmak ney üflemede çok başarılı olunacağın belirtisi olmadığı gibi,birkaç gün uğraşmak başarısızlığın göstergesi değildir.Ses çabuk yada geç öğrenilir.Önemli olan sesin temiz,net ve doğru ses olmasıdır.Bu zamanla kazanılacak bir alışkanlıktır.
Ses çıkarmanın en kolay yolu dudakları büzüp,sanki başparenin keskin kenarını öpecek gibi ileri doğru çıkarıp, kalın tonda ıslık çalacak yada “huuuu” sesi çıkaracak gibi derinden üflemektir. Ney üfleme şekli düdük yada borazan üfleme şekillerine hiç benzemez,adı geçen aletlerden ses çıkarmak için yanaklarımız ve ağız boşluğumuzda sıkıştırdığımız basınçlı havayı şiddetle üfleriz.Bu metot neyde işe yaramaz.
Neyden ses çıkarmak için ağızdan değil,ciğerin alt kısımlarında tuttuğumuz havayı diyafram desteğiyle kontrollü bir şekilde,nefesin tamamı başparenin kenarına çarpıp içine gidecek şekilde üflemek gerekir. Bunun için dudaklarımız, neredeyse tamamını kapatacak şekilde başparenin üzerine konacak yanda kalan dar açıklıktan nefesimizi kenara çarptırarak ses kutusuna sevk edeceğiz.İlk başlarda çeşitli sesler çıkacaktır doğru ses arka deliği açıp kapattığımızda değişen kullanışlı melodik sestir. Doğru sesi bulduğumuzda,yukarıdan aşağı doğru tek tek delikleri kapayarak inip,uzun seslerle,tüm delikler kapalıyken ses çıkarmayı başarıncaya dek çalışmamız gerekir.
Nefes devreleri:
Neyden ilk çıkan ses muhtemelen (arka delik kapalı,diğer perdeler açık) 2. devre ılık nefesle çıkardığımız neva sesidir.Bu ses aşağıda anlatacağımız nefes devrelerinden 2. kademedeki sestir.
1. devre sesler dem seslerdir,uzun süre çalışma gerektirir.
2. devre sesler ise yukarıda bahsettiğimiz ilk çıkan seslerdir.
3. devre sesler ise nefes şiddetimizi arttırarak ve dudağımızı az daha büzerek elde edeceğimiz seslerdir.
4. devre sesler ise nefes şiddetimizi biraz daha arttırarak ve dudağımızı az daha büzerek elde edeceğimiz seslerdir.
5.devre sesler ise şimdilik pek kullanmayacağımız her neyden ve neyzenden sağlıklı bir şekilde çıkması zor olan seslerdir.
Ney yolculuğuna böylece başlamış olduk bu yolculuğun sabır gerektiren uzun bir süreç ve çok çalışma gerektiren fakat harcanan sabır ve emeğe fazlasıyla değecek bir yolculuk olduğunu en başta söylememiz gerek.Size yolculuğunuzda yardımımız burada bitiyor.Tavsiyemiz en kısa zamanda size bu yolda öncülük edecek, bir hoca bulmanız olacaktır.Hoca sizi yanlışlardan koruyacak,hız kazandıracak ve bu işi gereğince öğrenmenizi sağlayacaktır.Yakınımda hoca yok,kendi çabamla bir şeyler öğrenmek istiyorum derseniz.Internet te çeşitli metotlar var.Ayrıca parayla satılan ve CD. Destekli profesyonel metotlar da var.Bunlar sizi bir yere kadar götürür fakat hiçbir yöntem hocanın yerini tutmaz.Zaten hocayla bile zor olan bu uğraşın içinde yorulur gidersiniz.Ben kendi kendime bir şeyler yaparım öğrendiğim kadarı bana yeter diyorsanız,Allah yolunuzu açık ve zorluklarınızı kolay eylesin.
İletişim bölümünden bana ulaşırsanız elimden geldiğince yardım eder veya yönlendirme yapabilirim.Muhabbetle.
Hazırlayan : İlhan ÖDEN